İstanbul 5 Şubesi

Şehit Necmettin Kuyucu İçin Basın Açıklaması Yaptık

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 Nolu Şube olarak öğrencisi tarafından bıçaklanarak şehit edilen Gebze Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmettin Kuyucu için basın açıklaması yaptık. 

Şube Yönetim Kurulu Üyeleri , İlçe Başkanları ve Kadın Komisyonlarımızın hazır bulunduğu Basın Açıklması Şube Başkanı Yusuf Sabaz tarafından okundu . 

Değerli Basın Mensupları,
Eğitim camiamızın değerli üyeleri, Bugün burada, öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülen bir öğretmenimiz için toplanmış bulunuyoruz. 
 
Gebze Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmettin Kuyucu, bir öğrenci tarafından üç yerinden bıçaklanarak 
ağır yaralanmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. 
Geçmiş yıllarda sıklıkla benzerlerini yaşadığımız bir öğretmen cinayeti daha hepimizi kedere gark etmiştir. Acımız büyüktür. Saldırıyı lanetliyor, öğretmenimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve eğitim camiasına başsağlığı diliyorum. 
 
Anlayışın, insani değerlerin ve insana saygının itibar kaybettiği dünyada, şiddet, korkutucu boyutlarda artarak 
genel bir ifade ve ilişki biçimine dönüşmektedir. Asıl amaçlarından biri, insana, varlığa sevgiyi aşılamak olan eğitimin ve eğitimcilerin öldürücü saldırıların hedefi olması, şiddetin delilik sınırını aştığını göstermektedir. Bu cinayet, gençliğimizin, müfredat ağırlıklı olarak eğitim düzenimizin, genel anlamda insan, hayat ve toplum yapımızın aşınmasına işaret eden elim ve ibretlik olaylardan sadece biridir. 
 
Üzüntümüz, kaygımız, korkumuz odur ki, gerekli tedbirler alınmazsa son da olmayacaktır. Kendilerini çocuklarımızın hayalleri, rüyaları, aklı, dimağı, bilgi dünyası üzerinden Türkiye’nin ufkunu genişletmeye adamış öğretmenlerimiz, kâh bireysel saldırganlığın kâh terör ve darbeci şiddetin en masum, en savunmasız hedefi olmuştur, 
olmaya devam ediyor. 
 
Hain darbe girişimi aramızdan Yusuf Elitaş’ı aldı. Etnik ve ideolojik terör, onlarca öğretmenimizi şehit etti. Meslek hayatının henüz başlarında Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz öğretmenlerimizinacısı hâlâ yüreğimizi dağlamaya devam ediyor. İğrenç bir vahşet İzmir’de Ayhan Kökmen öğretmenimizi aramızdan aldı. Gülhan öğretmen sokak ortasında bıçaklandı. Iğdır’da Yücel Düzci öğretmenimiz saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş kişilerin şiddetine maruz kaldı. 
 
Bunlar gibi her yıl işlenen öğretmen cinayetleriyle yanan yüreğimize yeni acılar eklenirken, işte şimdi de Necmettin Kuyucu öğretmenimizi kaybettik. Aslında kaybettiğimiz, kaybetmeye başladığımız 
sevgimiz, saygımız, aklımız, vicdanımız, izanımızdır. Kendimizi; benliğimizi, hoşgörümüzü, anlayışımızı, değerlerimizi kaybediyoruz. 
 
Diğerlerinin acıları yüreğimizde dinmeden yaşanan ve yaşanacağından korktuğumuz benzer olaylar adına derin endişe duymamıza sebep olacak şiddet olaylarının sürmesi, öğretmenlerimizin hayatı, eğitim düzenimizin verimli işleyişi, sosyal bunalım, toplumsal çöküntü ve geleceğimiz adına alarm vermektedir. 
 
Hangi sebeple olursa olsun bu olayların kabul edilebilir bir yanı yok, olamaz. Üzüntülüyüz, kederliyiz. Bu olayı kınıyor, evvela şiddeti cesaretlendirici tutumların terk edilmesini istiyoruz. 
 
Bir an önce, vakit geçirilmeden önleyici, ıslah edici, hukuki, adli, idari tedbirlerin, çare ve çözümlerin alınması ısrarımızı yineliyoruz. Bu menfur ve meşum olayların, görünürde kişilere indirgenecek suçluları olmakla birlikte, sorunun daha derinlerde; eğitim düzenimizden hukuka, aileden müfredata kadar birbiriyle bağlantılı, çok boyutlu sebepleri vardır. Öldürmeyi çare olarak gören bir ruh hâlinin, ergenlik duygularını zehirleyerek esir alması vahimdir. 
 
Duygusuzluğa, öfkeye, nefrete,yok etmeye ayarlı bir kuşak, gözlerimizin önünde, ellerimizin arasından kayıp gitmektedir. Başını kuma gömmekten başka anlamı olmayan geçici çözümler, sorunu daha da büyütüp ağırlaştırmaktan, ötelemekten başka işe yaramamıştır. 
 
Bugün yüzleşmek zorunda kaldığımız sorunlar, dün köklü çözümlerle ortadan kaldıramadığımız için yakıcı, yıkıcı etkileriyle daha da derinleşmiş, yaygınlaşmıştır. Eğer bugün çözüm bulunamazsa çok geç kalınacak, yarınlarda toplumu, varlığımızı üzerine bina ettiğimiz ahlaki, manevi, vicdani ve bütün insani temelleri tahrip edecektir. 
 
Durum vahimdir, tehlike büyük ve ciddidir. Cehalet şiddetle azmakta, şiddet cehaleti büyütmekte, cehaletle büyümektedir. Bu açık ve kanlı şiddet olayları eğitimcilerimizi ürkütmekte, yıldırmakta, umutsuzluğa düşürmekte, 
eğitim için en gerekli huzur ortamını yok etmektedir. Sadece öğretmenlerimiz değil, faciadan dolaysız etkilenen öğrencilerimizin benlik, kimlik ve psikolojileri ağır yara almaktadır. Verimli bir eğitimin sağlıklı işleyişini engelleyen 
bu bozulma ve çürümenin önüne, ancak sağlıklı işleyen bir eğitimle geçmekten başka köklü bir çözüm de yoktur. 
 
Ancak hayata ve insana dair sorunları çözmekle işlev kazanması gereken eğitim kurumumuzun, kendi sorunlarını aşamayacak bir körlük ve döngü içinde olduğu da bir gerçektir. Sebebi, niyeti ne olursa olsun eğitimin, hayata ve insana nefreti büyüten kaynağı kurutamamasının nedenleri sorunun ana odağını oluşturmaktadır.Bu konuda yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. 
 
Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, idari ve mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır. 2023 Eğitim Vizyonu ile yeni açılımlar ve atılımlar yapan, bu vizyonu eğitime taşıma iradesini beyan eden yeni Türkiye, mutlaka ama mutlaka bu sorunun kaynaklarını kurutacak çözümler üretmelidir. 
 
Biz, 
eğitim çalışanlarının hak ve hukukunu korumayı, geliştirmeyi, eğitimin her türlü meselesine çözümler üretmeyi millî sorumluluk bilen Eğitim-Bir-Sen olarak, bu çalışmaların gerekliliğini her fırsatta dile getirdik, buradan bir kez daha yineliyoruz: Evlatlarımızı yetiştirmek, geleceğe hazırlamak gibi kutsal bir amacı hayata geçirme çabasındaki eğitimcilerimiz, sahip çıkılamamış veya sahip çıkılamayan çocuklarımız tarafından sonu feci ölümlerle biten şiddete maruz kalmaktadır. 
 
Bunun önüne geçilemiyorsa, eğitim merkezli olarak bütün bir toplumsal gidişat, gidişata yön veren düzenlemeler 
ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmene saygınlık ve itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, 
bu husus da göz önünde bulundurularak hazırlanmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir. 
 
Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi teslim ve emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, mağdur edilmemelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin 
öğrenci üzerindeki negatif etkilerinden arındıracak kapsamda düşünülmelidir. 
 
Bu duygu ve düşüncelerle, hayatını kaybeden 
Necmettin Kuyucu öğretmenimize tekrar Allah’tan rahmet diliyor; ailesine, bütün eğitim camiasına ve milletimize 
taziyelerimizi bildiriyor, bu olayın son olmasını temenni ediyorum. Eğitimciler olarak yüreğimiz yaralı.                          Gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz. Ne söylesek faydasız.Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler,ağzına dolar insanın.?     Sussan; acıtır, konuşsan; kanatır.

                                                                                      Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 Nolu Şube