Memur Sendikalarının Yol Ayrımı – 1
Küreselleşmeye bağlı olarak fordist üretim biçiminden post-fordist üretim biçimine geçilmesiyle birlikte hizmet sektörünün serbest piyasa ekonomisine açılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar karşısında memur sendikacılığı, bir yol ayrımında bulunmaktadır.
Birinci yol ayrımı; hızla büyüyen sağlık, eğitim, enerji, haberleşme, ulaşım, belediye hizmetleri v.b. memur sendikacılığının faaliyet sahasındaki hizmet sektöründeki çalışan sayısında nicel artış olmasına rağmen özelleşen bu piyasadan ne memur sendikacılığının, çoğu yerde ne de işçi sendikacılığının faaliyet gösterememesine bağlı potansiyel sendikalıların üye kaydedilememesidir. Örneğin, özel eğitim kurumları çalışanlarının sendikalı olamaması durumu…
Bu duruma çözüm olarak görünen memur ve işçi kesiminin tamamının kamu çalışanı statüsüne alınması ise Türkiye özelinde memurların 657 Sayılı Kanun güvencesinden çıkarak iş güvencesinin kaybı anlamına geleceğinden zaten kabulü mümkün görünmemektedir.
İkinci yol ayrımı; değişen sosyo-ekonomik ve kültürel yapıya bağlı olarak memurların sendikalara yönelik algı, tutumlarındaki değişmeyi fark edemeyen sendikal hareketlerin yürüttüğü politikalarının memur kitlesini tatmin etmemesinden kaynaklı zemin kaymasıdır.
Birinci yol ayrımını şimdilik kaydıyla kenarda bırakacak olursak; sendikaların yeni üye kazanmada ve mevcut üyelerini korumada yaşadığı başarı ya da başarısızlıkları, toplu sözleşme kazanımları ile birlikte sendikaların demokratik, sosyal hakların yanı sıra bireyin ve toplumun özgürlük alanlarının genişletilmesinden de bağımsız değildir.
Eleştirilerin odağında kalmasına rağmen MEMURSEN’in kılık kıyafet serbestisi eylemi, milli güvenlik derslerinin kaldırılmasına yönelik çalışmaları, yeniden kesintili eğitime dönülerek imam hatip orta okullarının önünün açılması, okullarda Kur’an ve Siyer Derslerinin verilmesi,17. ve 18. Milli Eğitim Şurasında getirdiği toplumun demokratik beklentilerinin önünü açan özgürlükçü önerileri, 12 Eylül Referandumunda alandaki rakiplerinin aksine Referanduma destek vermesi ve her türlü vesayete nereden gelirse gelsin karşı duran tavrını son dönemde 850 binleri geçen üye artışından ayrı düşünemeyiz.
Sendikalı kamu çalışanı sayısı nicel olarak büyürken, diğer memur konfederasyonları buna paralel ciddi bir genişleme gösterememekte, süreci doğru okuyamamakta; MEMURSEN’i iktidar yandaşlığı parantezine düşürmek kolaycılığına kaçmak suretiyle bu konudaki kendi sorumluluklarını perdelemeye çalışmaktadırlar.
Sendikaların yol ayrımının bir başka göstergesi, sendikaların en önemli işlevlerinden olan toplu sözleşme masasında kendilerine esas mücadele alanı olarak seçtikleri ücret pazarlıklarında bile, mevcut sendikaların dayanışmadan uzak yetkili rakibinin elini zayıflatmaya yönelik algı, kurgu operasyonlarıdır.
Bu algı ve kurgu operasyonlarının olumsuz bir sonucu olarak toplu sözleşmede elde edilen ücret artışlarını masada imzalayıp, ardından istatistik bilimine takla attırmak suretiyle sendikal alanı mayınlayacak derecede manipüle eden bir yaklaşım yerleşmeye başlamıştır.
Sendikaların ekonomik-demokratik hakları koruma noktasında tarihsel işlevlerini kaybettiği yolunda kamuoyu algısı oluşturulmaya başlanmış; bu durum memurların sendikalara olan güvenleri noktasında bir erozyona neden olmuştur.
Bazı sendikaların örgütlenme konusundaki tepeden inmeci, antidemokratik, hizipçi yapıları ve politikaları memurlar açısından bu sendikaların cazibesini kaybetmektedir. Sendikal bürokrasi ve yozlaşma, büyük bir güvensizliğe yol açmaktadır. Bu bakımdan sendikalara karşı güvensizlik de sendikal yol ayrımının göstergelerinden birisidir. Bu güvensizliğin temelinde, memurların sendikalarına yabancılaşmaları ve sosyo-ekonomik menfaatlerini koruyamayacağı düşüncesi bulunmaktadır.
‘’Sendikaların mevcut ve potansiyel üyelerinin kendilerine yönelik algı ve tutumlarının farkında olması, yeni sendikal politikaların oluşturulmasında ve sendikaların kendilerini yenilemelerinde yararlı olacaktır.’’
Celal DEMİRCİ
celaldemirci@gmail.com
https://twitter.com/celaldemirci
https://www.facebook.com/demircicelal