Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 Nolu Şube Küçükçekmece işyeri temsilcileri toplantısında konuşan Şube Başkanımız Celal Demirci eğitim gündemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Eminevim Konferans Salonunda Küçükçekmece temsilciliğimizin organize ettiği program İlçe Başkanımız Yusuf Sabaz’ın açılış konuşmasıyla başladı . Yusuf Sabaz konuşmasında ; bin yıllık köklü medeniyetimizin tekrar uyandığı ve ayağa doğrulduğu bu günlerde yine en önemli yük siz kıymetli meslektaşlarımın omuzlarındadır, ufku açık , vicdanı hür , kökleri güçlü bir nesil yetiştirmek bizlerin elindedir . Bu nesil köklü medeniyetimizin sigortası olacaktır diyerek sözlerini başladı .
Yusuf Sabaz ; Sizlerden istirhamım her an yanımda olmanız , iyi veya kötü yaptığımızı düşündüğümüz her işte bizim eleştirmenimiz ve yol arkadaşımız olmanızı istiyorum. Bu sendikada hepinizin çok büyük emekleri var . Küçükçekmece’nin her okulunun her zerresinde sizin yaptığınız sendikacılığın izleri var . Üye varsa sendika var demektir. Ben ve yol arkadaşlarım ilk günden son güne kadar buna inandık ve peşinden gittik . Bugünden sonrada inşallah bu düsturla üye merkezli sendikacılık yapmaya devam edeceğiz dedi.
Sabaz ; Sizin yeni okullarınızda sendikamızı en güzel şekilde temsil edeceğinize şüphem yok . Devletimizin ve halkımızın emaneti olan okulları ve evlatlarımızı hep daha ileriye götürmek için çabalayacağınızı ve bu yolda bizlerin en büyük yardımcımız olacağınızı biliyoruz . Sizlerden de bu büyük ailemize ve teşkilat şuuruna sahip çıkacak yeni üyeler bekliyoruz diyerek , teşkilatında görev alan İlçe Yönetim Kurulu , Kadın Komisyonu ve İşyeri temsilcilerine teşekkür ederek sözlerini noktalandırdı.
Şube başkanımız Celal Demirci ; Teşkilatımızın sinir uçları ve uç beyleri durumunda olan siz işyeri temsilcilerimizin verdiği mücadele ve sıkıntıları yakından biliyorum. Çünkü bende 2003 yılında Bingöl’de üye olarak başladığım Eğitim-Bir-Sen yolculuğuma 2004 yılında Esenyurt Kıraç İlköğretim Okulunda işyeri temsilcisi olarak devam ettim. 2003 yılında beni üye yapan İşyeri Temsilcimiz Sayın Ramazan Çakırcı’da 3 dönemdir Genel Merkez Teşkilatımızda Genel Başkan Yardımcısı… Şuan Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Bu teşkilatta işyeri temsilciliği bizim en temel yapı taşımızdır. Okulunuza / kurumunuza tayin gelen, yeni göreve başlayan eğitim çalışanını ilk siz karşılıyorsunuz. Sendikamızı ilk sizinle tanıyorlar. Kurumunuzdaki üyemizin sorununu, derdini, sevincini, üzüntüsünü ilk siz paylaşıyorsunuz ve biz bunu sizin aracılığınızla öğreniyoruz. Siz bu konuda ne kadar gayretli ve duyarlı olursanız biz Eğitim-Bir-Sen camiası olarak o ölçüde başarılı oluruz. Sizler sayesinde geçen dönem İstanbul’da en çok büyüyen Şube olduk. Sizlere buradan şükranlarımı sunuyorum diyerek konuşmasına başladı .
Celal Demirci ; Eğitim camiası olarak yaşamakta olduğumuz sorunlara gelince…Ben buradan Bakanlığa seslenmek istiyorum;Mevcut sorunlara makul çözümler aramak dururken, yeni sorunlara kapı açan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Toplumu germenin, eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu aşağılara çekmenin sosyal ve toplumsal maliyeti ağır olur.Öğretmenlere, not verdiği öğrencileri tarafından değer biçilmesinin yolunu açmak, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Başarısız olduğu için düşük not alan öğrencinin öğretmenine düşük not verdiği bir tabloyu düşünmek dahi istemiyoruz. Yol yakınken, bu akla ve mantığa aykırı performans sisteminden derhal vazgeçilmelidir. Şimdiye kadarki uygulamalar, istişareye dayanmayan çözüm arayışlarının beyhude olduğunu göstermektedir. Bakanlığın toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerini göz ardı etmeden, paydaşların görüş, öneri ve eleştirilerini önemseyerek, istişareyi alışkanlık hâline getirmesi ve geçmişten, olumsuz uygulamalardan ders çıkarması gerekmektedir diyerek görüşlerini ifade etti.
Vicdanları yaralayan, haksızlıklara neden olan mülakat, adalet duygusunu zedeleyen iş barışını bozan sözleşmeli öğretmenlik, rayına bir türlü oturtulamayan yönetici atama, giderilemeyen öğretmen açığı, bir türlü çözülemeyen okulların bütçe sorunu gibi onlarca çözüm bekleyen sorunumuz var. Bu konularda atılan her adım, çözüm diye sunulan her sistem, dertlere deva olmadığı gibi, yeni sorunlara kapı açmaktadır. Zincirleme hataların sebebini sorgulamadan, farklı görüşlere ve eleştirilere kulak asmadan, istişare mekanizmasını işletmeden varılacak yer doğru yer değildir diyerek sözlerini sürdüren Celal Demirci ; Şu an yükseköğretime geçiş sistemindeki en önemli sorun, yeni ve radikal bir sınav sistemi ihtiyacı değil, sınava giren öğrenci sayısı ile yerleşen öğrenci arasındaki oran sorunudur. Üniversiteye giriş sisteminde iki aşamalı olan sınavı tek aşamaya indirmek ve ağırlıklı olarak temel matematik ve Türkçeyi esas almak, ortaöğretim ve yükseköğretimin mevcut meselelerini çözmekten uzaktır. Dahası, yeni model, eğitim sistemindeki meseleleri büyütme tehlikesi taşımaktadır diyerek sözlerini sürdürdü.
Celal Demirci ; Emek ve alın terinin eksiksiz karşılığını, en temel insan hakkı kapsamında gözeterek, kamu görevlilerinin hayat standartlarını yükseltme çabası içindeyiz.Bu amaçla, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin sosyal haklarla birlikte mali kazançlarını yükseltmek için toplu sözleşmeyi imzaladık. Süreç ve sonuçları itibarıyla 4. Dönem Toplu Sözleşmesi, sadece maaş artışıyla sınırlanamayacak boyutta, ülkemizin içinden geçtiği zor zamanlarda kritik bir aşamayı ifade etmesi bakımından da önemlidir. Tarihî önemi ilerde daha iyi anlaşılacak toplu sözleşme çetin müzakerelerle geçen süreç sonrasında 2018 ve 2019 yılları için, maaş ve ücretlerde kümülatif olarak yüzde 17,54 oranında bir zamma karşılık gelmektedir. Bunun yanı sıra, 66’sı eğitim hizmet kolunda olmak üzere genelde 258 kazanım elde edildi.Bu kazanımlar arasında daha önceki dönemlerde alınan nöbet ücreti benzeri kazanımlarda var. Çünkü toplu sözleşme masasında yasa gereği her dönem sosyal haklar açısından masa yeniden sıfırlanıyor. Her şeye yeniden başlıyorsunuz. Bir önceki dönem aldığınız kazanımlar doğrudan ebed müddet hesabınıza yazmıyor. Yeni dönem toplu sözleşme masasında da yeniden kayda geçirmek durumundasınız dedi.
Eğitim kurumları yönetici görevlendirme sürecine de değinen Celal Demirci ;yönetici görevlendirme yönetmeliklerine açılan iptal davalarında verilen yürütmenin durdurulması kararları ile görev süresi sona eren yöneticilerin yeniden değerlendirilme süreçlerine karşı açmış oldukları bireysel davalarda verilen iptal kararları sonrası yönetilemez ve yürütülemez bir hâl almıştır. Mahkeme kararları göz önünde bulundurularak çıkarılan yürürlükteki yönetmelik, mevcut sorunlara kısa vadeli çözümler getirse de, kazanılmış hakların korunması ve tecrübeli yöneticilerin görevlerinin devamının sağlanması noktasında yetersizdir. Eğitim kurumlarının yönetimi konusunda konuya uzun vadeli bakan bir politika ve strateji geliştirilmiş değildir. Yönetici görevlendirme sürecinde belirsiz ve kestirilemez bir politika izlenmesi, 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yöneticilik görev süresinin 4 yılla sınırlandırılması, öğretmenlik branşındaki normlarının saklı tutulmaması nedeniyle görev süresi sona eren yöneticilerin norm kadro fazlası öğretmen konumuna düşecek olmaları gibi sebepler dikkate alındığında, mevcut durumda yönetici görevlendirme sürecinde aday ve nitelikli / tecrübeli sıkıntısı yaşanması kaçınılmazdır. Bu nedenle, mahkeme kararları da göz önünde bulundurularak, yürütülebilir ve kalıcı bir yönetici görevlendirme sisteminin kurulması olmazsa olmazımız olmalıdır. Bu çerçevede ‘’Hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir modelin hayata geçirilmesi, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracaktır” diyerek eğitim sistemimizde liyakat raporumuzu da hafta içinde açıkladık. Eğitim yöneticisi seçme süreçlerinin nesnel, şeffaf ve yargı denetimine açık olması için demokratik metotlardan yararlanılmalıdır. Liyakat ilkesinin gereği olarak, bilgi düzeyini ölçen yazılı sınavlar ile beceri ve tutumları değerlendiren sözlü sınav (bugünkü uygulamadan farklı bir mülakat) yapılmadan eğitim yöneticisi unvanı kimseye verilmemelidir diyerek düşüncelerini ifade etti. Ve toplantıya katılımlarından dolayı işyeri temsilcilerine teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı .
Program sonundan 12-03-2017 tarihinde Şehit Mehmet Güder Anadolu İmam Hatip Lisesinde “ İşyeri Temsilcisi “ eğitimine katılarak sertifika almaya hak kazanan işyeri temsilcilerine belgeleri takdim edildi.