Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube bir ilke imza atarak bir dönem sendikanın teşkilat başkanlığını yapmış olan Rahmetli Erol Battal’ın adını taşıyan bir akademi kurdu. Şube düzeyinde kurulan Erol Battal Akademisi ile çeşitli alanlarda üye ve öğretmen eğitimleri hedeflendiği Şube Başkanı Celal DEMİRCİ tarafından sürekli dile getirilmişti. 14 Nisan 2016 tarihinde ise Erol Battal Akademisi öğretmenleri akademisyenlerle buluşturmaya başladı. Akademi Toplantılarının ilk konuğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın İsmail COŞKUN oldu. Türk Modernleşmesi konulu söyleşide Prof. Dr. İsmail COŞKUN iki asırlık modernleşme serüvenimizi katılımcı öğretmenlerimizer özetledi. Oldukça etkili bir anlatımla modernleşme serüvenimizi anlatan Prof. Dr. Sayın İsmail COŞKUN oldukça önemli konuların altını çizdi. Batı toplumlarında modernleşmenin sivil bir grubun, burjuvazinin, bir çözümü olarak ortaya çıktığı ve aşağıdan yukarı toplumu şekillendirdiğini belirten COŞKUN, bizde ise Üçüncü Selim ile başlayan modernleşme serüveninin devleti yönetenlerin devleti güçlendirme ameliyesi ortaya çıktığını söyledi. Bu noktada Osmanlı modernleşmesinin devlet kademesi ile sınırlı olduğunu, toplumun geleneksel yapısına ve ilişkilerine yönelik olmadığını, “Devleti güçlendirme ameliyesi” olduğunu önemle vurguladı. Cumhuriyet döneminde modernleşme çabalarının devam ettiğini ancak Osmanlı Döneminden farklı olarak zaman zaman toplumsal ilişkileri düzenlemeye yöneldiğini bu durumun toplum ve devlet arasında kopmalara yol açtığını belirtti. Bizim gibi Doğu toplumlarında Devletin meşruiyetini toplumdan aldığını bu nedenle toplum ve devlet arasında ortaya çıkan kopmaların toplumsal gerilime yol açtığını söylen COŞKUN, “batıda devlet bir sınıfın tahakküm aracıdır. Sınıf çıkarları doğrultusunda hareket eder. Biz de ise tarihsel olarak, Devlet bir sınıfın bir zümrenin değil; toplumun genel çıkarlarını düşünür ve hareket eder.” dedi. Devletin öneminin devlet olmadığında en iyi şekilde anlaşılacağını söyleyen COŞKUN, devletsizliğin ne demek olduğunu bölgemizdeki devletlerden örneklerle açıkladı.
Konuşmasında bölgenin ve Anadolu coğrafyasının önemini tarihsel perspektifle anlatan Prof. Dr. İsmail COŞKUN, uygarlık çatışmalarının merkezi olan Anadolu coğrafyasında çatışmaları ve gerilimleri yönetecek siyaset üretenlerin bu coğrafyada egemen olacağını vurguladı. Binlerce yıllık tarihe sahip olan Anadolu coğrafyasında hiçbir etnik grubun otantiklik iddiasında olamayacağını, kültürler arası etkileşimin çok yoğun olduğunu belirten COŞKUN, “bu coğrafyadaki gerilimleri yönetebilen siyaset üretenler bu toprakların sahibi olur.” dedi.
Prof. Dr. İsmail COŞKUN bir soru üzerine Batı toplumlarında sınıflı yapının devam ettiğini, sömürgecilik yolu ile edinilen zenginlikten verilen pay ile sınıflı yapıdaki gerilimlerin görece baskılandığını ifade etti. Bir başka soru üzerine, sömürgeciliğin batı kültüründeki yerini ilginç bir örnekle açıkladı. Daniel Defoe’nin Robinson Crusoe isimli kitabının bir çocuk romanı olmadığını, 1719 yılında gerçekleştirilen ilk baskısının üç ayda 80.000 adet sattığını söylen COŞKUN, “bu kitap bir sömürgecilik rehberidir. Köle Efendi ilişkisini ve yerlinin nasıl köle yapılacağını, ana kara ile ilişkilerin nasıl olacağını, özetle bir sömürge devletinin nasıl kurulacağı konusunu anlatır.” dedi. COŞKUN “Bu romanın temeli CUMA’dır. Yani yerli işbirlikçidir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Büyük bir beğeni toplayan söyleşiye Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Celal DEMİRCİ, yönetim kurulu üyeleri ve ilçe yönetimleri ile Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Gazanfer KARAKAŞ, Büyükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan UYGUN, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü Yafes BAKIRCI, Beylikdüzü İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Sinan BÜYÜKPARMAKSIZ, Şube Müdürleri, Okul Müdür ve Müdür Yardımcıları ve çok sayıda öğretmen katıldı.